TEDAVİ ALANLARI Alzheimer

Alzheimer Nedir ?

Alzheimer Hastalığı (AH) primer, dejeneratif ve ilerleyici bir demans tipi olup, en önemli ve en sık görülen demans nedenidir.

Bilişsel bozukluk ve kişilik değişikliği ile birlikte anlamlı, kalıcı ve ilerleyici bir hafıza kaybı, davranış bozuklukları ve günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık kaybı ve buna ek olarak bilişsel işlevlerin giderek azalmasına yol açan kronik nörodejeneratif bir hastalıktır.

Her Alzheimer hastası demanslıdır ama her demans hastası Alzheimer hastası değildir.

Alzheimer hastalığı ne kadar sık görülür?

Alzheimer Hastalığı; 65 yaşından sonraki her 5 yılda bir ikiye katlanarak artmakta, 85 yaşın üzerinde ise her üç kişiden birinde rastlanmaktadır. Hastalığın görülme sıklığı 65 yaş üstü kişilerde %10-15, 80 yaş üstünde ise %30-50 olarak belirtilmektedir.

İlerleyen yaşla birlikte, Alzheimer hastalığının görülme sıklığı artar ancak Alzheimer hastalığının, normal yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu olmadığı bilinmelidir. Normal yaşlanma sürecinde beyinde yapısal birtakım değişiklikler olur ama bilişsel/zihinsel yetilerde belirgin bir kayıp söz konusu değildir. Alzheimer hastalığında ise, belirgin şekilde “yeni bilgileri öğrenme güçlüğü” vardır.

Alzheimer bulguları ve klinik belirtileri nelerdir?

Alzheimer hastalığı yavaş başlar, sinsi ilerler, geri dönüşümü yoktur. Demans aşamasına ulaşmadan önce; uzun yıllar boyunca, kliniğe ilerleyici unutkanlık şeklinde yansıyan bir demans öncesi evreden geçer. İlk semptom çoğu kez yeni bilgileri öğrenme yeteneğinin kaybıdır.

Alzheimer hastalığının karakteristik semptomlar arasında hafıza, dil, problem çözme güçlükleri ve kişinin günlük aktiviteleri gerçekleştirmesini etkileyen diğer bilişsel becerilerdeki zorluklar bulunur.

Epizodik belleğin (kişisel olarak yaşanmış zamanı ve yeri, belli spesifik olayları içerir) kaybı Alzheimer hastalığında ana belirtidir. Hastalık ilerledikçe semantik bellekte de (oluşmuş olaylar ve genel bilgi ile ilgili bellek) yıkım başlar. Tarihi gerçeklerin veya isimlerin hatırlanmasında da yıkım oluşur.

Hasta, yürütücü işlevler alanındaki bozukluk nedeniyle zihinsel esnekliğini kaybetme eğilimindedir. Soyut anlamları kavramakta, davranışlarını planlamakta, bireysel ve toplumsal sorunlar üzerine akıl yürütmede zorlanır.

Alzheimer tanısı nasıl konur?

Alzheimer hastalığı tanısını tek başına koyduracak bir test yoktur. Alzheimer hastalığı tanısı için nörolojik muayene, kan testleri, zihinsel testler, beyin görüntülemesi yapılmalıdır.

Tanı için bellek bozukluğunun mutlaka olması gerekmektedir. Nöropsikolojik testlerle (ini Mental Durum Değerlendirmesi, Saat Çizme vb.) ve bazı laboratuvar testleri ile konfirme edilerek, klinik olarak demans tanısı konulabilir.

Alzheimer hastalığında erken tanı önemli midir?

Preklinik dönemde tanı konması ve tedavinin başlanması hastalık ilerlemesinin yavaşlatılmasındaki anahtar noktadır.

Ancak mevcut tahminler, demans ile yaşayan insanların %32'sinin hâlâ resmi bir teşhisi olmadığını göstermektedir.

Türkiye’de ise demans tanısı, genellikle hafif evrenin sonu ya da orta evrenin başlarında konulmaktadır.

En iyi uygulama, ilaç tedavisi ve bakım yönetiminin kognisyon ve fonksiyonları uzun dönemli koruyabilmesi için, tanının erken veya orta evrede konulmasıdır. Alzheimer hastalığı ve diğer demansların erken tanısı, optimal bakım kalitesinin sağlanması açısından kritiktir.

Alzheimer hastalığının hafif aşamalarında tedaviye erken başlanarak; hayat kalitesi ve bağımsızlığı korumak yolu ile, daha yüksek fonksiyonel seviyelerde devam ettirilebilir. Uzun süreli çalışmalar tedaviye erken başlanan hastaların geç başlananlara göre daha iyi olduğunu göstermektedir.

Alzheimer tedavi edilebilir mi?

Alzheimer hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak tedavi konusundaki çalışma ve gelişmelerde durum karamsar değildir. 1990′ların sonundan itibaren hastalığın tedavisinde kullanılan 4 önemli ilaç piyasaya çıkmıştır. Bu ilaçlar, erken dönemde kullanıma başlanırsa etkili olmaktadır. Son yıllarda; yaşam tarzının, metabolizmanın, zihinsel ve fiziksel egzersizlerin hastalığın başlangıç yaşını yıllarca geciktirilebildiği gözlemlenmiştir.